Bipolar Bozukluk, tamemen ruhsal kökenli kişinin ruhsallığında ayrılığa dair depresif pozisyonun reddedilmesi sonucu oluşan duygudurum bozukluğudur. Manik Depresif kişinin ilk atağı ile birlikte kişi Bipolar Bozukluk tanısı alır. Manik dönem aslında depresif duygulanımın reddedilmesinin yansımadır. Bipolar Bozukluğa sahip kişinin altta yatan temel duygusu depresyon, bu depresiflikle kişinin başa çıkabilmek için ego savunması mani dönemidir.
Bipolar Bozukluk, Mani (duygulanımda yükselme) ile depresyon (çökkün duygulanım) arasında geçişleri barındıran 2 dönem arasında eşik altı belirtiler ile devam eden duygu durum bozukluğudur. Söz konusu dönemler arasında eşik altı belirtilerin ya da tamamen iyilik halinin bulunduğu, mevsim geçişlerinin özellikle sonbahara giriş ve bahar aylarında duygudurum geçişleri yaşanır. Bipolar Bozukluk mutlaka ilaç ve psikoterapinin entegre gitmesi gereken bir hastalıktır. Bipolar Bozukluktan kurtulanlar, aynı bir şeker hastası insülin iğnesini düzenli vurduğundaki gibi ilaçlarını kullanması gerektiğini ama yeterli gelmediğini bilir. Mani dönemi, depresif duygulanımla ruhsallığın başa çıkma biçimidir. Kişinin ruhsallığındaki kayıp ve bitiş duygusu çalışılır. Bipolar Hastalar ilk ataklarını genellikle ruhsal açıdan duygusal bir yatırım yaptığı kayıptan sonra yaşar. Bu sevilen birinin kaybı ya da sevilen birşeyin bitişi olur. Bu bir kişi olabildiği gibi, sağlığın kaybı, ortam ve çevrenin bitişi gibi tetikleyici bir durumdur.
Bipolar Bozukluğun anlaşılması için zihninizde -10 ile başlayan ortasında 0 olan ve +10 ile biten bir cetvel hayal edin. Bu cetvelin duyguları temsil ettiği ve 0' dan -10'a yaklaştıkça depresyonun artışını, 0'dan +10'a yaklaştıkça ise mani yani duyguların yükselmesi olarak düşünmelisiniz. Herkes günlük hayatında yaşadığı olumlu veya olumsuz durumlar karşısında - ve + çizgisinde 0 noktasına yakın bir şekilde hareket etmektedir. Hiç kimsenin duyguları her zaman stabil ve nötr bir şekilde 0'da kalmaz. Ancak tam olarak hiçbir zaman -10 ya da + 10'a çıkacak kadar da yükselmez. Bipolar Bozukluk Hastaları ilk girdiği depresyon ya da mani atağında -10'ları veya +10'ları deneyimlerken, çevresindeki insanlar içinde bu durum garipsenir.
Bipolar Bozukluk genellikle depresif bir atak ile başlar. Antidepresan tedavisi başlanan bu kişilerde kişi antideprasının duygu durumunu toparlayıcı etkisiyle bu sefer mani/hipo mani dönemine girer. Bu şekilde de kişiyi Depresyon tanısından Bipolar Bozukluğun Depresyon dönemi ile ayrıştırmış oluruz. Bu şekilde Duygudurum düzenleyici ilaçlar kişinin hayatına girer. Bir çok Bipolar BOuzkluk hastaı ilaçları kullanmak istemez ama tedavi de ilacın en büyük rolü düzenli kullanımda bir sonraki atağın gelme süresini ileriye atma hatta mümkünse engellemektir. Çünkü kişi depresyon döneminde iken intihar düşünceleri ile gerçekleştirme potansiyeli fazla iken, mani döneminde de uygunsuz ve maddi-manevi zarar görebileceği bir çok davranışı gerçekleştirme potansiyelini içinde barındırır. Eğer bu ataklar kontrol altına alınmazsa ise kişinin yatışı gerekebilmektedir. Ayrıca Bipolar Bozukluğa sahip bireylerde sıklıkla anksiyete, OKB gibi eşlik eden ruhsal hastalıklar görülmektedir.
Bipolar Bozukluk belirtileri, kişinin -10 ve +10 cetvelinde çökkün ve mutsuz duyguların içerisindeki depresyon döneminde -10'lara çok yaklaştığı yani intihar etme potansiyeli varlığı, yüksek ve aşırı coşkulu mani dönemi ile +10'lara çok yaklaştığı riskli davranışlar, para harcama, evden kaçma, aşık olma gibi duygu durumunun çok yükseldiği dönemleri işaret etmektedir. Peki ya Mani ve Depresyon dönemi tam olarak nedir?
Mani Dönemi Belirtileri
Mani Dönemi, duygulanımda aşırı yükselme demektir. Bu yükselme coşku, heyecan barındıran duygulara ait olabildiği gibi öfke, asabiyet, saldırganlık gibi duyguların yükselmesini de kapsar. Manik atak için, aşağıdaki belirti ve bulguların en az 1 haftadır devam ediyor olması ve hastanın toplumsal, mesleki ve/veya sosyal işlevselliğini belirgin düzeyde etkilemiş olması gerekir:
- Abartılı şekilde yükselmiş olan benlik saygısı
- Uyku ihtiyacında ciddi oranda azalma
- Olağan dışı ve sürekli kabarmış, taşkın ya da çabuk kızan duygu durum
- Basınçlı konuşma ve konuşkanlığın fazlasıyla artması
- Fikir uçuşmaları, düşüncelerin sanki kendi içerisinde yarışıyormuşçasına art arda gelmesi
- Dikkatin konu dışı ya da önemsiz uyaranlara kolay şekilde çekilerek dağılabilmesi.
- Amaca yönelik etkinlikte artma (toplumsal yönden, işte ya da okulda vs.)
- Kötü sonuçlar doğurma olasılığı yüksek, zevk veren etkinliklere aşırı katılma (örneğin; elindeki bütün parayı alışverişte harcama, düşüncesizce cinsel ilişkiye girme, aptalca iş yatırımları yapma)
- Libido artışı
İşlevsellik ve duygu durum bozukluğundaki değişiklik, dışarıdan başka kişiler tarafından da gözlenebilir seviyededir.
Bu belirtiler, genel bir tıbbi durumun ya da bir madde kullanımının fizyolojik etkilerine doğrudan bağlı değildir.
Depresyon Dönemi Belirtileri
Depresyon dönemi kişinin duygulanımın çökkün olduğu en sık, isteksizlik, keyif alamama, ölüm düşünceleri ile eğer doğru şekilde tedavi ve psikoterapi görülmezse intihar etme davranışının sıkça görüldüğü bu nedenle de tehlike arz eden bir dönemdir.
İki haftalık bir süreç esnasında, daha önceki işlevsellik seviyesinde bir değişiklik olması ile beraber aşağıdaki belirtilerden 5 (veya daha çoğunun) bulunması; belirtilerden en az 1'inin ya ilgi kaybı ya artık zevk alamama ya da depresif duygu durum olması gerekmektedir:
- Hastanın, kendisini boşlukta ya da üzgün hissetmesi gibi bir durumu ya kendisinin bildirmesi ya da etrafındaki kişilerin gözlemlemesi ile belirli, yaklaşık gün boyu süren ve hemen her gün yaşanan depresif duygudurum.
- Yaklaşık olarak gün boyu süren ve hemen her gün yaşanan, bütün etkinliklere karşı veya bu etkinliklerin büyük kısmına karşı ilgide belirgin bir azalma veya bunlardan artık eskisi kadar zevk alamıyor olma (hastanın ya kendisinin bildirmesi ya da etrafındaki kişiler tarafından gözlemleniyor olmasıyla belirlendiği üzere).
- Diyette değilken önemli oranda kilo kaybetme veya kilo almanın görülmesi ya da iştahın hemen her gün artmış veya azalmış olması.
- Hemen her gün, aşırı uyku ya da uykusuzluk olması.
- Hemen her gün, retardasyon ya da psikomotor ajitasyonun olması.
- Hemen her gün, bitkinlik, yorgunluk veya enerji kaybının olması.
- Hemen her gün, uygun olmayan ya da aşırı suçluluk ve değersizlik duygusunun olması.
- Hemen her gün, düşünceleri belirli bir konuda odaklama ya da genel olarak düşünme yetisinde azalma veya kararsızlık.
- Tekrarlayan ölüm düşünceleri ve özgül bir tasarı kurulmadan tekrarlayan intihar düşünceleri, intihar girişimi veya intihar için bir tasarının olması.
Bu belirtiler mesleki, toplumsal alanlarda veya önemli diğer bir işlevsellik alanlarında bozulmaya ya da ve genel bir tıbbi durumun ya da bir madde kullanımının fizyolojik etkilerine doğrudan bağlı değildir.
Mevsimsel Bipolar bozukluğun nörolojik ya da beyin ile ilgili hiçbir ilgisi yoktur. Her mevsimin başlangıç ve bitişi gibi sonbahrın gelişiyle yaz, ilkbaharın gelişiyle kış bitmektedir. Mevsimin Bipolar Hastalığın mani ve depresyonu tetikleyen ruhsal düzeyde temsili de budur: Biten ve son bulan durumlar, nesneler, ayrılıklar. Bipolar Hastalığa sahip kişinin bilinçdışı düzeyinde mevsimler, terapide çalışılması gereken nokta olan sevilen nesnenin kaybı ve ayrılığına dair duyguları yeniden canlandırır. Bu nedenle de yazın bitişi ve sonbaharın başlangıcı depresyon dönemini, kışın bitimi ve ilkbaharın gelişi ise maniyi tetikler.
Bipolar Bozukluk ile ilgili en büyük yanlış bu hastalığın beyinle ilgili hastalık olduğu zannedilir. Ancak Bipolar Bozukluk aslında ruhsal kökenli bir hastalıktır. Psikiyatri kliniklerinde Bipolar hastalara yapılan beyin EEG'lerinde çıkan sonuçlar sanki hastalığın beyinin bazı bölgelerinin daha yavaş ya da hızlı çalıştığı için kişinin Bipolar olduğunun sanılmasına neden olur. Kişiyi bu hastalık nörolojik olarak da etkilediği ve kronik bir rahatsızlık odluğundan aynı bir şeker hastalığı gibi ömür boyu düzen içerisinde tedavinin ilerlemesi gerekir.
Bipolar Bozukluğun altında kişinin eksikliğini hissettiği, bilinçdışında çok erken dönem sevilen nesnenin kaybına karşı melankolik yas vardır. Bu kişiler depresyon dönemlerinde bu melankolik duygulanımın içerisindeyken, kişinin bilinçdışındaki ego savunmalarından olan Manik tutumla da bu yas ve kaybın inkarı söz konusudur. Bipolar hastalarına müjde niteliğinde ilaçlarının yanı sıra analitik terapiden geçmek tedaviyi ve atakların önüne geçmekte önemlidir.
Psikoterapi ile manik depresif duyguların altında yatan bilinçdışı sevilen nesnenin kaybının anlamı Psikanalitik Terapi ile çalışıldığında tedavi mümkündür. Sevilen ilk nesnenin ruhsallığında kaybı ve inkarına ait olan depresif duygular ve melankolik hal, süreç içerisinde bu nesnenin kaybının kişinin bilinçdışında inkarı yani manik savunmaların altında yatan duygular Psikanalitik yönelimli bir terapi ile çalışılmalıdır.
Bipolar Bozukluğun tekrarlayıcı ve kronik yapısı, psikoterapi ve ilaç tedavisini sürekliliğini gerektirmektedir. İlaç tedavisi gerekli ama tek başına yetersizdir. Bipolar hastalarına müjde niteliğinde terapi ve ilaçlarında düzen sağlar ve 3-5 yıl arasında atak geçirmezse bu çok iyidir.
İlaç tedavisi ise sıklıkla kişinin Bipolar Bozukluğu olduğunun anlaşılması, alınan bir depresyon tanısı ile geçen döneminden sonra bir Mani atağı ile belirleyici olmaktadır. Doğru ve düzenli bir ilaç tedavisi süreci önemlidir. İlaç tedavisinde depresif dönemlerde antidepresan kişiyi toparlayacağından, maniye girmeyi tetikleyebilmektedir. Bu nedenle de Bipolar Bozukluk tedavisinde duygu durum düzenleyicileri ve/veya antipsikotik ilaçlar etkindir.
Bu iki tedavi yönteminin kombine gitmesi gerekirken, Bipolar kişinin hayatını ise hastalığını tetiklememeye yönelik yaşam tarzı benimsemesi çok önemlidir. Bu sayede kişinin yeni bir atak gelişinin süresini ileriye atabilir ya da engellenebilir. Bu kişiler,
- İlaçlarını kesinlikle kesmemeli, düzenli kullanmalı.
- Depresif dönemde hep uyumak, mani de ise uyanık kalmak isterler. Bipolar kişilerin aslında yapması gereken güneşle birlikte uyanıp hava karardığında çok geç saatlere kalmadan yatmaları ile düzenli bir uyku sistemi oluşturmalı.
- Mesleği dışında hobiler edinmeli (hobiler duygu düzenleme ve regüle etme de çok faydalıdır. Örneğin, mani dönemindeki biri hobileri sayesinde enerjilerini sağlıklı bir şekilde boşaltabilir, depresif dönemdeyse kendisini aktif tutacak bir uğraş içerişinde olur)
- Stres yönetme becerilerini öğrenmeli.
- Düzenli bir spor uğraşında olmalı (yürüyüş, yoga vs.)
- Alkol, sigara, kahve, çay, uyuşturucu gibi uyarıcılar kullanmamalı.
- Çok uyaranlı konser salonu, gece kulübü gibi yerlerde bulunmamalı (maniyi besler) ancak tamamen sosyal anlamda da izole olmamalı. (depresyonu besler)
Telif Hakkı © 2024 Uzman Klinik Psikolog Damla Gülmez - Tüm Hakları Saklıdır.
Tanımlama bilgilerini, yalnızca site trafiğimizi analiz etmek için kullanıyoruz.